Translate

5 Şubat 2025 Çarşamba

Dokunmak

Yönetmen: Baltasar Kormakur

İngilizce Adı: Touch / Snerting

Yapım Yılı: 2024


Pandemi sırasında konulan bir tıbbi teşhis sonrası Kristofer'in önünde yıllar önce yarım bıraktığı bir aşk hikayesinin peşinden koşmak dışında bir seçenek kalmamıştır. İzlanda'dan İngiltere'ye oradan da Japonya'ya uzanacak bu uzun yolculuk Kristofer'in iç dünyasına açılacak bir geçittir. 
Tür:      Romantik, Dram
Yazar:   Olaf Olafsson, Baltasar Kormakur
Kast:     Egill Olafsson, Köki, Palmi Kormakur

Touch (2024) on IMDb


Öne Çıkanlar:

...Ancak kaybolduktan sonradır ki kendimizi tanımaya başlarız...
Henry David Thoreau 


Birkaç olağan test, bir olağandışı teşhis. İnsanın Dünyadaki kısa süreli misafirliğinin gidişatını temelden değiştirebilir. Oysa yaşanmamışlıkları ertelemek için illa böylesine travmatik bir değişime ihtiyaç duyması insanoğlunun rahata alıştırılmışlığının doğal sonucu değil de nedir? Ataletimizden kurtulup eyleme geçmek için sürekli bir dışarıdan itici güç bekler dururuz; eylemsizliğimizin adını da kolayca kader olarak koyarız. Tüm hayatlarımızı antik Yunan trajedilerinde kahinlerin belirlediği kaderlerine koşan kahramanlar gibi yaşarız, değiştirmek için yerimizden kalkam çabası gösterip eyleme geçmeden. 

Kristofer hayatının son döenminde bile olsa bu belirlenmiş kadere başkaldırmaya karar verecektir. Süremkete olan pandemiye aldırmada gençliğinin aşkı Miku'yu aramak için İzlanda'nın en fotojenik manzaralarından olan Kirkjufel'i gören lokantasını ve kilise korosunu ardında bırakarak Londra'ya yollanır. Bir zamanlar öğrencisi olduğu Dünyanın'nın en presitjli üniversitelerinden LSE'deki (London School of Economics) eğitimini yarım bırakarak yüreğinin sesini dinleyip başladığı restoran işçiliği döneminde tanışmıştır Miko ile, Kristofer. 68 öğrenci olaylarının göbeğinde iki genç insan dönemin idolleri John Lennon ve Yoko Ono'ya öykünürcesine birbirlerine tutulurlar. LSE gibi bit okulu "ilgisini kaybettiği için" yarım bırakmak, tamamen farklı kültürden bir kadınla aşk yaşamak o zamanın ruhuna çok uygun hareketlerdir. Olayların ve başkaldırı zevkinin insanları önüne yapraklar gibi katıp sürüklediği günlerdir.

Bu mutluluğun ve beklenmedik gelişmelerin bir sonu oalcaktır. Bir Noel tatili sırasında Miku'nun babası çok ani bir kararla sahip olduğu lokantayı kapatıp Londra'dan ailesini de yanına alıp ayrılır. Japonlar gibi çok maskülen bir kültür ortamında yetişmiş insanlar için babanın aldığı karara karşı durmak -68 yılında bile olsa- mümkün değildir. Bir anda hem işini hem aşkını kaybeden Kristofer gerçeği bir restoran çalışanından öğrenir; Miku bir "hibakusha"dır. Yeni dünya düzenin oluşturulması için atılmış on binlerin canını almış yüzbinlerin de genetik hastalıklara uğramasına neden olmuş atom bombasının kurbanlarından birisidir. Radyasyona maruz kalmış ve bunun üzerlerindeki olası etkilerinin hesaplanamadığı insanlara verilen addır "hibakusha". Bu olası etkilerin en dramatik olanı da dünyaya getirmeleri muhtemel ucube canlılardır ve Japon aile yapısı içinde bu izin verilebilecek bir risk değildir. Miko ömür boyu yalnızlığa mahkum edilmiştir. 

Kristofer da sonradan kaybettiğini anladığımız eşinin ardından unutamadığı aşkını arama macerasını bir kaç küçük rastlantı sonucu öğrendiği bilginin ardından Hiroshima'da devam etmeye karar verir. Kim bilir belki onu da Japonların "kodushai" adını verdiği yalnız ölmek korkusu sarmıştır. Hiroshima'da pandemi sırasıdna bulacağı Miko'nun kendisine sakladığı büyük bir sırrı vardır. 



Ender Şenkaya
Şubat 2025

 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Film hakkındaki izlenimlerim...