Translate

26 Haziran 2024 Çarşamba

Kuru Otlar Üstüne

Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan

İngilizce Adı: About Dry Grasses

Yapım Yılı: 2023

Mecburi hizmet yükümlülüğü nedeniyle Anadolu'nun ücra bir kasabasında görevlendirilen Samet öğretmen, kendini kentli kültürel kodları ve yerel töre ve gelenekler arasında sıkışmış halde bulduğunda çıkışı bir aşk üçgeni içinde arayacaktır. 

Tür:       Dram
Yazar:    Akin Aksu, Ebru Ceylan, Nuri Bilge Ceylan
Kast:      Deniz Celiloglu, Merve Dizdar, Musab Ekici, Ece Bağcı

About Dry Grasses (2023) on IMDb


Öne Çıkanlar:
Oh! Doğu Doğu'dur, Batı da Batı, bu ikisinin yakaları hiçbir zaman bir araya gelmez. 
Rudyard Kipling 

Mecburi hizmet olgusunun taşralı-kentli ilişkileri bağlamında sinemada işlenmesinin çeşitli güzel örnekleri ile sık sık karşılaşıyoruz; ülkemizden Emin Alper'in "Kurak Günler"i, Rusya sinemasından da Sokurov'un "Tutulma Günleri" gibi. Bu vesileler ile daha önce değinmiş olduğumuzdan bu olgunun sosyo-psikolojik yanını bu yazımızın dışında bırakarak kısa yorumumuza devam edelim. 

Kuru Otlar Üstüne'nin sinema tarihine geçmeye değer ilk sahnesinde, izinden dönen Samet öğretmen, karla örtüldüğünden gökyüzü ile yeryüzünün ayrımının kalmadığı bir manzara içinde dolmuştan indiği ana yoldan, ufku arkasında bırakarak ücra kasabaya doğru yürümeye başlar. Karelajdaki tek renk, tali yolda olduğunuzu gösteren ve ana yol çıkışına yerleştirilmiş olan kırmızı üçgen ile çevrelenmiş "yol ver" levhasıdır. Göz alıcı bir negatif alan kullanımıyla ufuk çizgisi, dolayısıyla perspektif kaçış yönü kaybolmuş, görüntü neredeyse bir doğu minyatürü haline gelmiştir. Gözlerden ırak bu kasabada yaşayanların geleceğe dönük umut taşıyan bir ufuklarının olmadığının habercisi gibidir bu sahne. Samet de görünmez ufku arkasında bırakarak ve adımları geri gidercesine cebinde taşıdığı küçük hediyelerle "çorak" kasabaya doğru yol alır; kentten gelenin kırdakine yoksunluğu hatırlatacak hediyeler taşıması adettendir zira. 

Karın yolları kapattığı uzun kış aylarında neredeyse dünyadan yalıtılan bu ücra kasabada, Samet'in bekar evini paylaştığı yerel halktan öğretmen arkadaşı Kenan dışında dostluk kurduğu sadece öğrencileri vardır. Bu sıkışmışlıktan kaynaklı arayış halinde olan iki bekar öğretmenin arasına bir kadının girecek olması öykü kurgusunun doğası gereğidir. Ünlü bir yöntemen, "neden tüm filmlerinde üçlü ilişkileri anlattığı" sorusunu, "diğerleri ilişkileri iki kişilik anlatıyorlarsa, üçüncü kişiyi göremediklerindendir" diye yanıtlamış. Nuray öğretmenin öyküye dahil olması ile ortaya çıkan"aşk üçgeni" içinde Kenan'ın ön plana geçmesi, Samet'in yüksek "kentli" egosunun ardına gizlediği komplekslerini günyüzüne çıkartır ve üçlü arasındaki gerilimi kademeli olarak arttırmaya başlar. Kent-kır (polis - chora) ayracında sadece doğum yeri itibari ile daha üstün olduğu sanrısını aşamayan kentsoyluların düştüğü tuzağa Samet'in de düşmesi çok sürmez; başka bir taraf için yıkıcı olacağına aldırmadan kendisinden çok, güce duyduğu aşkı tatmin etmek için tüm kozlarını sahaya sürmekten ve tek arkadaşının tutulduğu kadını elde etmeye çalışmaktan çekinmez. Amacına ulaşmak için, film seti içinden geçilen fantazi sahnesinde güç yoksunluğunu giderecek "takviyeler" almayı da ihmal etmez. Seyircinin bu "etik dışı" durumdan duyacağı öfkeyi dindirmek için olsa gerek Bilge Ceylan, gerilimi en yüksek noktaya çıkardığı anda, Samet'i kurgu dünyasından çıkarıp film setinin içine sokmuş ve seyirciye de "bütün bunlar kurgu" demiş gibidir. Samet çabalarında Nuray'ın fizyolojik eksikliğinden kaynaklı zaafını da kullanarak başarılı olur ve "zaferin" hançerini, Kenan'a saplamakta hiç beis görmez. Sonucunda aşkını olmasa da sahiplenme ihtirasını tatmin etmeyi başarmıştır.  

Bilge Ceylan'ın olası pedofili eleştirilerine göğüs germeyi de göze alarak cesurca ele aldığı paralel örülmüş diğer öyküde ise, Samet'in kentsoylu egosu, çekiciliğine kapıldığı öğrencisi Sevinç tarafından yerle bir edilecektir. Bu ücra ve çorak kasabada istediği her şeyi elde edebileceği sanrısının esiri olmuş Samet için insanlar meta haline gelmiştir; küçük hediyeler ve tanınan ayrıcalıklar ile ele geçirilmeleri pekalâ mümkündür. Mecburi hizmet yükümlülüğü kapsamında verdiği öğretmenlik hizmetini bir lütuf olarak gören Samet ile, Afrika'da keşfettikleri topraklardaki insanları incik-boncuk karşılığı köle haline getiren ve metalaştıran Avrupalı sömürgeciler arasında kavramsal açıdan bir fark yoktur. Samet, kasabalılara geleceğe dönük umut aşılayan bir figür olduğu yanılgısı içinde yaklaştığı Sevinç'ten unutamayacağı bir ders alacaktır; fethetmek için çıktığı yolculukta, Sevinç'in güzel bakışlarının esiri haline gelmiştir. Öğretmen-öğrenci ilişkilerindeki dengelerin bozulması hem Samet'i hem de Kenan'ı küçük kasaba geleneği içinde hiç de tolere edilemeyecek noktalara çekip çocukların şikayetleri ortaya çıkınca Samet kendisini ihanete uğramışlık psikolojisi içinde bulur; duyguları tamamen karşılıksız mıdır? Belki de "fatih" fethedilen haline gelmiştir. 

Kendisini bir tür "ihanete uğramış" aşık kabul eden Samet, uğradığı şok sonrasındaki ilk resim dersinde öğrencilerini cezalandırmanın yolunu "perspektif" konusuna girerek bulur. Persepektif kasaba öğrencileri için Doğu ile Batı arasındaki mesafe kadar uzak ve anlaşılması güç bir konudur. Samet, Rönesansın merkezini oluşturan ve Doğu ile Batı arasındaki aşılamaz kavramsal farklılaşmayı perçinleyen böyle bir konuyu sanki bir intikam aracı haline getirip, kuşatılmışlık içindeki öğrencilerine bir "kaçış noktalarının" olamayacağını söylemek ister gibidir; ilk sahnede verilen ufuksuzluktan kaynaklı kaçış noktasının yokluğu mesajı bu noktada somutlaşır. İnsanın aklına ister istemez Orhan Pamuk'un Benim Adım Kırımızı'sının perspektif kullanımına direnen nakkaşlarının birbirbilerini acımasızca öldürdükleri hikaye gelir. Perspektif sadece bir geometrik yöntem olmanın çok dışında bir anlayış farkının simgesidir.

Sevinç'in kendisine olan ilgisizliğinin intikamını tüm sınıfından almış olan Samet, küçük egolarını kısa süreliğine tatmin etmiş olsa da, Nuray ve Kenan ile Kralların dağı Nemrut'a tırmanırken bile aklında hala Sevinç ve bir "acaba" sorusu kalmıştır. Kim bilir, belki de Bilge Ceylan da Kenan'ın intikamını Sevinç üzerinden almıştır. 


Ender Şenkaya

Temmuz 2024



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Film hakkındaki izlenimlerim...