Yönetmen: Thomas Vinterberg
İngilizce Adı: Another Round
Orjinal Adı: Druk
Yapım Yılı: 2020
Yaşam sevinçlerini büyük ölçüde kaybetmiş Danimarkalı dört lise öğretmeni, okudukları bir makaleyi test etmek üzere, alkolün performansları üzerindeki etkisini ölçmek için bir sosyal deneye başlarlar. Deney, keyifle bağımlılık arasındaki ince çizgi üzerinde devam edecektir.
Yazar: Thomas Vinterberg
Alkolün insan doğası üzerindeki etkisi şüphesiz kahvaltılarında bira dağıtılan Sümerli köle inşaat işçileri zamanından beri üzerinde kafa yorulagelen bir konu. Sümerler büyük olasılıkla, kölelerine verdiği enerjinin yanında, ustaları ile aralarındaki 'köle-efendi- ilişkisinin doğasından gelen çatışmayı azalttığını da düşündüklerinden birayı bir çözüm aracı olarak görmüş olsa gerekler. Öyle ya da böyle, antik çağlardan günümüze kalmış en önemli eserlerin görünen yapı taşları yanında bir de görünmez kahramanı olmuş; alkol. Hatta işçilere dağıtılacak bira porsiyonu hesaplarının günümüze kadar ulaşmış hesap tabletleri bile alkolün, 'yazı'dan matematiğe kadar uygarlığa yaptığı etkinin kanıtları olarak halen duruyor.
Eğitim sisteminin temel amacı ne olmalı? Sözde 'eğiten' ile 'eğitilen arasında ilk günden kurulan o 'efendi-köle' ilişkisinin ördüğü devasa duvarın üzerinden aşmak mümkün mü? Roger Waters'ın o ünlü 'Another Brick in the Wall'undaki duvardan söz ediyorum.
Vinterberg'in, "insanın doğal alkol seviyesinin 50 promil olması gerektiği"ne yönelik bir hipotezin testi üzerine kurguladığı sosyal deney için, örneğin sigorta satıcılarının başarılarının ölçüldüğü bir kurguyu değil de lise öğretmenlerinin hayatlarını seçmiş olması da bu "efendi-köle" çatışmasını ön plana çıkarması nedeniyle tesadüf değil gibi gözüküyor. Bir de Danimarka gibi yüksek alkol kullanım sorunu olan bir ülkede böyle bir deneyi konu etmenin ortaya çıkarması muhtemel sorunlar da ortadayken.
Dört kafadar, alkol almaya başladıkça öğrencilerine dokunmaya, yaratıcı yönlerini işlerine yansıtmaya başlarlar. Aradaki geçirimsiz duvar yavaş yavaş yıkılır ve ardından da işlerinde özlemini duydukları başarı kaynaklı mutluluğa erişmeye başlarlar. Ama limiti arttırdıkça kurdukları düzenin hem okulda hem özel hayatlarında yıkıcı etkileri ortaya çıkmaya başlayacaktır. Alkol içlerindeki gerçek "ben"i ortaya çıkardıkça takındıkları rollerdeki maskeler de düşmeye, sıradan hayatlarındaki gerilimler yükselmeye başlar. Keyif ile bağımlılık arasındaki o çok ince çizgiyi tutturmayı doğal olarak hepsi başaramayacaktır. Zaten aksi bir sonuç, filmin rol modeller olan öğretmenler için hiç de iyi bir model olmaması gibi bir sonuca giderdi ki, bu da Vinterberg'in başına daha büyük dertler açabilirdi.
Augustin, De Magistro diyaloğunda manevi oğluna "öğretmenin imkânsızlığına" ilişkin bir söylev verir. Öğretici ile öğrenici tamamen farklı çevrelerden geldikleri için, aslında kelimelerle ifade edilen her kavramın yarattığı çağrışım iki taraf için de tamamen farklıdır. Dil bu nedenle karşılıklı kavrayışa ilişkin bir arabirim olmaktan uzaklaşır. Büyük olasılıkla Platon'un Meno diyaloğundan hareket eden Augustin, bunu Hıristiyan öğretisine bağlamak için, gerçek öğrenmenin ancak aydınlanma (illuminatio) ile ve İsa aracı olduğunda mümkün olacağı sonucuna varır. Zaten Martin de (Mads Mikkelsen) dönemin sonunda, -büyük bir bedel karşılığı olsa da- tamamen farklı bir ilişki geliştirmiş olduğu ve artık dokunabildiği öğrencilerine "artık size verecek bir şeyim kalmadı" derken bu gerçeği fark etmiş gibidir.
Derin bir acının, büyük bir sevinçle birleştiği mezuniyet gününde, Martin "aydınlanma"yı dans yardımıyla tamamen farklı bir duygu durumuna geçtiğinde bulacaktır. Bu aydınlanma dansın ve insanlığın kökenlerine uzanan bir "illuminatio" durumudur. İyi eğitimci de zaten öğretmeyi değil de ilham verici olmayı başarabilen kişi değil midir?
Ender Şenkaya
Mayıs 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Film hakkındaki izlenimlerim...