Translate

19 Mayıs 2021 Çarşamba

Kaptan Fantastik


Yönetmen:  
 Matt Ross

İngilizce Adı: Captain Fantastic       
Yapım Yılı:    2016

Kuzeybatı Amerika'nın ormanlık bir kesiminde kendi kurdukları doğal bir düzen içinde yaşayan bir baba ve altı çocuğunun hayatları, annelerinin ölüm haberi üzerine cenazesine katılmak için yola düşmeleri, ve bu yolculukta dış dünya ile belki de ilk kez bu yoğunlukta karşılaşmaları sonucu tamamen değişecektir. 
Tür:     Drama 
Yazar:  Matt Ross
Kast:    Viggo Mortensen, George MacKay, Samantha Isler 


Öne Çıkanlar:

Bugünün dünyasında "doğal durum"da gerçek özgürlüğü yaşamak için şehirleri terk etme eğilimindeki insanların sayısı gitgide artmakta. Ama şu da bir gerçek ki, uygarlık adını verdiğimiz oluşun meydana getirdiği şehirleşmiş toplum düzeni ile bir kez karşılaşmış birisinin, gerçek ve mutlak "doğal durum"a ulaşması pek mümkün gözükmüyor. Toplumsal bir aradalığın gerektirdiği norm temelli yaşamdan bir miktar uzaklaşılabilse de, insanlığın binlerce yıllık yazılı bilgi birikiminin tadını bellek damağından çıkarmak oldukça zor.  

Eşiyle birlikte çocuklarını modern dünya hastalıklarından uzakta yetiştirmek için başladığı bu güç yolculuğa Ben, psikolojik sorunlar yaşayan eşinin hastaneye kaldırılması sonrası yalnız devam edecektir. Çocuklarına sadece vahşi doğada hayatta kalma becerileri öğretmez ama, onları kendi değer yargılarına göre üst seviyede gördüğü eserler ve fikirler doğrultusunda yetiştirir. Doğal olarak bu eserlerin doğa bilimleri dışında kalan tamamı anti-kapitalisttir. Eğitim adı verilen beyinleri ekonomik sistemin istediği doğrultuda şekillendirme mekanizmasına bir başkaldırıdır bu; tabii Noam Chomsky öncülüğünde.  

Ben'in çocukları ile kurduğu hayat modern dünyaya tam bir antitez olmasa da ikisinin bir sentezidir; modern dünyanın üretimi en üst kalite çelikten bıçakların kullanıldığı, işlerin görülmesi için bir otobüse sahip olunan, ve en önemlisi modern dediğimiz dünyayı yaratan büyük düşünürlerin eserlerinden ve müzikten zevk alınan bir sentez. Bu hali ile İngiliz İç Savaşı yıllarında yaşayan Thomas Hobbes'un "kısa, zalim ve çirkin" olarak nitelediği "doğal durum"dan çok, romantizmin babası Rousseau'nun "özgür cennet" tanımına daha uygun bir "doğal durum"dur. Sadece tek soydan geldikleri için bu yaşam tarzını kabile olarak da nitelememek gerekir. Kabilenin temelinde soylun devamın sağlayıcı farklı "ana"lardan gelme soylar olmalıdır. Bu hali ile kalabalık bir aile olsa da, doğanın gerektirdiği karşı cins etkileşimlerinin olmaması aslında doğaya en aykırı durumu oluşturmaktadır gençler için. Bu aykırılık daha sonra ortaya çıkacak gerilimlerin de temel kaynağıdır. 

Annenin ölüm haberi, "doğal durum"da yaşamaya uygun olarak bir tür doğal dönüşümün parçası kabul edildiği için çocuklardan birisi dışında büyük bir infial yaratmaz ya da en azından acı dışa vurulmaz. Freud'un ilk toplulukları analiz ettiği Totem ve Tabu'da vurguladığı yas aslında sadece öldürülen düşman ya da hayvanlar için tutulur. Babanın kaybı ise bir yas değil şenlik konusudur ilk topluluklarda. Yine de, annenin sonradan kabul ettiği Budist geleneklerine uygun olarak yakılma arzusu yerine getirilmelidir. Bu arzunun yerine getirilmesi bir anda "modern" dediğimiz dünya ile aile arasında bir savaşa dönüşecektir; geçim kaynakları toplumun ortak malı olduğundan bunlar konusunda "hırsızlık" diye bir suç olmamalıdır, keza evcil de olsalar hayvanlar sadece beslenmek amacıyla avlanabilirler; tabii savunmasız bir canlıya kıyabilirseniz. 



Ender Şenkaya
Mayıs 2021

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Film hakkındaki izlenimlerim...