Yönetmen: Todd Philips
İngilizce Adı: Joker
Yapım Yılı: 2019
Batman'in Joker'i nasıl doğdu? Toplumdan dışlanmış bir komedyenin giderek kötülüğün sembolü haline gelişinin dramatik hikayesi.
Yazar: Todd Philips, Scott Silver, Bob Kane
Edebiyat tarihi çirkinlikleri yüzünden kötülüğe itilmiş anti-kahramanlar ile doludur; Hugo'un Quasimodo'su, Shelley'in Dr.Frankenstein'ının yarattığı ucube, Steinbeck'in Fareler ve İnsanlar'ındaki Lennie'si gibi. Hepsinin ortak yönü çirkinliklerinin yarattığı yalnızlıkları, ve farkında olmadıkları güçleridir; aynen Joker gibi.
Bertrand Russell'ın da haklı olarak vurguladığı gibi Mary Shelley’in, Alp Dağlarının romantik manzarasında Byron’la yapılan sohbetlerin esiniyle yazılan Frankenstein’ı, romantizmin gelişiminin alegorik ve kahince bir tarihi sayılabilecek şeyler içerir. Frankenstein’ın ucubesi, herkesin diline düştüğü gibi sadece bir ucube değildir: Başlangıçta insan sevgisini arzulayan kibar bir varlıktır; ama çirkinliğinin, sevgilerini kazanmaya çalıştığı insanlarda yarattığı korku tarafından nefrete ve şiddete itilir. Doğrudan Ramantik akımın etkisinde yazılmıştır. Ucubenin aslında tek isteği başedemedği yalnızlığına çare bulmak üzere Dr.Frankenstein'ı kendisine bir eş yaratmaya zorlamaktır. Ancak çirkinliği ile karşılaşan toplumun tepkisi nedeniyle giderek gücünün farkına varır ve sınırlarını zorlar.
Hugo da Notre Dame'ın Kamburu'nu 1831 yılında yayınladığında büyük ölçüde romantik akımın etkisindedir ve mekan olarak seçtiği Gotik kilise, modernleşmenin etkilerine direnişin bir sembolü haline gelmiştir. 15.yüzyıl Paris'inde geçen roman, Notre Dame'ın ucube zangoçu Quasimodo'nun halk tarafından 'şehrin en çirkin kişisi' seçilmesi ve yol boyu aşağılanmasıyla başlar. Çirkinliği Quasimodo'yu da yalnızlığa ve dışlanmışlığa itmiş, Frollo'nun yönlendirmesi ile suça bulaşmış ve bir şekilde gücünün farkına varmıştır. Bu suç nedeniyle işkenceye maruz kaldığında kendisine bir yudum su veren güzeller güzeli Esmeralda'ya hemen aşık olması da bu aşırı yalnızlığın sonucudur.
Steinbeck'in Fareler ve İnsanlar'ının çirkin, yalnız, biraz da çocuk zihinli Lennie'si de aslında yukarıdaki örneklerden farklı değildir. O da kendisini kullanan arkadaşı George yüzünden suça itilecek ve gücünün karanlık yüzü ile tanışacaktır. Frankenstein'ın canavarı ve Quasimodo gibi o da sadece sevgiye olan açlığını gidermek isterken çevresine zarar vermeye başlayacaktır.
Joker’i kötü kahraman olmaya yönelten süreç de edebiyat tarihinin yukarıdaki kahramanlarından çok farklı gelişmiyor. Çirkinliğini kamufle edecek bir maske taşıyabileceği en uygun mesleği yani palyaçoluğu iş edinen Joker, yavaş yavaş toplumun dışına itilip yalnızlaşacak, yalnızlaştıkça daha çirkinleşecek ve içindeki gücün karanlık yüzü ile tanışacaktır. Aynı onlar gibi güzel komşuna aşık olacak, onun için güzel hayaller kuracaktır. Belki de tek istediği bir başkası tarafından öz benliği ile algılanmaktır. Yukarıda anlattığımız karakterlerden Joker’in farkı ise, kendisini suça iten kişilerin toplumda zaten fırsat eşitsizliği ve kötülüğün kaynağı olarak görülen borsacılar oluşlarıdır. Batman de dahil olmak üzere, hemen tüm Amerikan tipi süper kahramanları, Büyük Çöküş olarak adlandırılan 1929 Borsa krizinde ümitsizliğe düşmüş Amerikan toplumuna bir umut vadetmek üzere doğmuşlardı. Toplumun tüm kinini üzerine çekmiş borsacıları öldüren palyaço da bu durumda kötü kahramanlıktan anti-kahramanlığa uzanacaktır. Toplum, kendisini kurtaracak Hobbes’un Leviathan’ını Joker’de bulmuştur.
Hobbes’un Leviathan’ı (1651 tarihli baskının kapağından; vücudu uyruklarından oluşur) |
Joker’e teslim olan kalabalıklar |
Joker de, Leviathan gibi bu kaos ortamından çıkışın bir sembolüdür. O da egemenlik hakkını aslında sadece korunma gereksinimi olan kendi uyruklarından alacaktır. Konu, Rousseau’nun dediği gibi toplumun talepleri ise her zaman güç kullanımına bir meşruiyet bulunacaktır.
Ender Şenkaya
Temmuz 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Film hakkındaki izlenimlerim...