Translate

5 Ocak 2022 Çarşamba

İlk İnek


Yönetmen:  
Kelly Reichardt

İngilizce Adı: The First Cow
Yapım Yılı: 2019

Yeni bir hayat kurma ümidi ile Yeni Dünya'ya ayak basmış bir Çinli ile bir İngiliz'in yolları Oregon'a doğru farklı kollardan yaptıkları yolculuklarda birleşiverir. Yalnızlıklarının aslında onları birleştirici bir unsur olduğunu fark ettiklerinde yolu beraber yürümeye karar verirler.


Tür:     Dram
Yazar:  Jonathan Raymond (romanından uyarlama), Kelly Reichardt (senaryo
Kast:  Alia Shawkat, John Magaro, Dylan Smith


Imdb: 7.2

Öne Çıkanlar:

On dokuzuncu yüzyıl Kuzey Amerikası hemen her ırk, cins ve meslekten maceraperestler, kanun kaçakları, çaresizler ve umut arayanlar için ortak bir çekim noktası haline gelerek, Eski Dünyanın tükenmişliğinden -belki de yorgunluğundan-  kaçanların bir tür sığınağına dönüşür. 


Yeni Dünya'nın bu maceraperestlerinin en çaresizleri ve belki de kaybedecek en az şeyi olanları da Doğu'dan Batı'ya doğru olan yolu genellikle altın ve umut peşinde ve gözükara olarak tepmeye başlayınca da yayılmanın "öncü"leri haline gelirler.  Yeni Dünya'nın, buluşçuluk, yaratıcılık ve bunların tetiklediği endüstriyelleşme açısından, çok kısa süre içinde Eski Dünya'ya fark atacak oluşunda bu maceraperest ruh geninin katkısı olduğu açık gözükmektedir. 


İlk İnek açıkçası bir avcı-toplayıcı hikayesi olarak karşımıza çıkıyor; bir avcı olan King Lu ile doğada topladığı her şeyi leziz yemeklere dönüştürebilen Cookie'nin hikayesi yani. Aralarında bu yönde gelişen işbölümü hayatlarını kolaylaştırırken yeni fırsatların kapılarını da açıyor. Cookie'nin maharetli ellerinin farkına varan King Lu’nun, bu yeteneği ihtiyaç duydukları “kapitale” dönüştürmek için büyük bir fırsat olduğunu kavraması uzun sürmüyor. "Avcı" olan girişimci karakter ile, yetenek sahibi "toplayıcı"nın ortaya çıkardıkları sinerji bir süre için de olsa Batı'da kuracakları ortak girişim için ümitlenmelerine yol açıyor. Tam o günlerde yerlilerin şaşkın bakışları altında bölgeye getirilen belki de ilk inek kaderlerini değiştirecektir, aynen kıtaya, yaklaşık on beş bin yıl kadar önce ulaşmış yerlilerin, aradaki kara köprüsünün ısınan iklim ile kapanması ardından Eski Dünya ile ilişkilerinin kopuşu sonrasında değişen kaderleri gibi. 


Bu “ineğin” sembolik değerini anlamak için bu noktada bir parantez açmak gerekir diye düşünüyorum. Yerlilerin şaşkınlık içinde önlerinden geçen bu inek insanlık tarihinin de en önemli ayrışma noktalarından birini sergilemektedir; evcilleştirme. Evcilleştirme sürecinin aslen insanı mı diğer canlıları mı “ev” içine hapsettiği ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte, evcilleştirilebilir hayvan türlerinin Amerika kıtalarında yer almayışı, insanlığın kıtalararasındaki bu farklı gelişim evrelerine ulaşmasının hakim faktörü olarak gözükmektedir. Soru basittir; neden istilacı kuvvetler Amerika’dan Avrupa’ya doğru yol almadılar da hep Avrupa’dan Amerika’ya yönlendiler? Cevap belki de bu hayvan stoğunda gizlidir; Aztek ve İnka’ların kabile reisleri Montezuma ve Athaulapa İspanyol istilacılar Cortez ve Pizzaro ile karşılaştıklarında aslen ilk kez “at” denilen bir hayvan ile de karşılaşmışlar, ne olduğunu anlayamadan  kendi kuvvetlerinden sayıca çok az olan süvari güçlerine teslim olmak zorunda kalmışlardı. Öküz ve atlar gibi güçlü hayvanların yokluğunda, koşulacak bir araca ve aracın üzerinde duracağı tekerleklere de ihtiyaç olmadığından, yerli kabileler atların yanında tekerlekleri de ilk kez o zaman görmüşlerdi. Aradaki teknoloji farkı yaklaşık beş bin yıl kadardı. Getirilen ineği şaşkınlıkla seyreden yerlilerin gözlerinin önünden yaklaşık beş bin yıllık bu fark da film şeridi gibi akıyor olsa gerekti. Parantezi burada kapayıp filme geri dönelim.


Oregon'a getirilen “o” ineğin sütü, girişimci King Lu için büyük, ama tehlikeli bir fırsat kapısıdır. Tehlikeli fırsatları deneyerek kaybedecekleri çok az şeyleri vardır aslında. Cookie’nin yeteneği bu “çalıntı” süt ile birleştiğinde harikalar da peşi sıra ortaya çıkmaya başlar. Oluşan kuyruklar, her biri farklı değiş tokuş araçları sunan diğer öncüleri bir araya getiren bir ortak “ekonomik” lezzet alanına dönüşmüştür. Oluşan “pazar”ı kontrol etmek ve sıcak tutmak için daha fazla süte ihtiyaç vardır, daha fazla süt daha çok hayalin gerçekleşmesi demektir; riskin artışı gibi. Girişimci ve mucidin birlikteliği, “pazar”ı domine ettikçe, bu ilgi odağı oluş ineğin sahiplerinin de bir yandan ilgilerini çekmeye, ama yavaş yavaş da konuya uyanmalarına neden olacaktır. Bu uyanış kahramanlarımızın hoş olmayan sonunu da hazırlayacaktır; tıpkı gerektiği kadarı ile yetinmeyip hırsın ağına düşen diğer pek çokları gibi.


 


Ender Şenkaya


Ocak 2022 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Film hakkındaki izlenimlerim...