Translate

3 Haziran 2024 Pazartesi

Bir Düşüşün Anatomisi

Yönetmen: Justine Triet

İngilizce Adı: Anatomy of a Fall

Yapım Yılı: 2023

Oğullarının görme kaybına neden olan kaza sonrası ilişkilerine yeni bir yön çizmeye çalışırlarken yerleştikleri dağ evinde kocası Daniel'in şüpheli şekilde çatı katından düşerek ölmesi üzerine, Sandra kendisini ve olayın tek tanığı oğullarını çetrefil bir dava sürecinin içinde bulacaktır.  

Tür:       Gerilim
Yazar:    Justine Triet, Arthur Harari
Kast:      Sandra Hüller, Swann Arlaud, Milo Machado-Graner

Anatomy of a Fall (2023) on IMDb



Öne Çıkanlar:
“Bir takım olayların tüm geçmişlerinde hep ayrılmaksızın birlikte varolmuş olmaları dışında neden-sonuç ilişkisini doğrulayabilecek bir kanı yoktur. Elimizde o birlikteliğin gerekçelerine ilişkin bir tanı bulunmaz. 
David Hume 

İnsanoğlu, olaylar arasında neden-sonuç ilişkilerini kurabildiğini hayal eden özünde "nedensel" bir canlıdır. Birbirini takip eden olaylara mekansal yakınlık da eklendiğinde beynimiz kolayca önce olan olayın sonrakinin nedeni olduğu gibi bir sonuca ulaşabilir. Oysa David Hume'un -Immanuel Kant'ı dogmatik uykusundan uyandıracak kadar- başarıyla tartıştığı gibi, oluşturduğumuz bu neden-sonuç ilişkileri dış dünyanın gerçek etkileşiminden ziyade düşünsel kötü alışkanlıklardan başka bir şey değildir. Bu tümevarımsal algılama alışkanlığımız, geleceğin de geçmişin tekrarı olacağı ön kabulü gibi gerekçelendirilmesi mümkün olmayan bir argümandan kaynaklanır. 

İnsan Kavrayışı Üzerine Bir İnceleme’yi (1748) Hume, nedensellik ilkesinin gerekli şartlar yerine getirilmeden kullanılmasının yaratabileceği yanılgılara adamıştır. Hume’un takipçilerinden Gilbert Harman Düşünce (Thought 1973) isimli eserinde konuya ilişkin bir örnek verir: “Omar sabaha karşı evine giderken kalp krizi geçirir ve sokakta hayatını kaybeder. Oradan geçmekte olan mahallenin delisi, Omar’ı yerde yatarken görünce kafasını keser, kesik başın kanını yürüdüğü yollara akıtarak evine götürür. Yoldan geçen bir diğer kişi Omar’ın bedenini kafası ayrılmış şekilde yerde yatarken görür, kan izleri delinin evine doğru gitmektedir.” Sergilenen bu örnekte cinayet ve kurban-maktul ilişkisi hemen her beyin için inkar edilemez şekilde tamamlanmış olsa da  Omar’ın ölümü ile kesilen kafa arasında bir nedensellik ilişkisi yoktur; bu şekilde algılarımız yoluyla çıkarsamalar yapmak aslında beynimizin kurduğu alışkanlıklara dayalı bir hayalden farklı bir şey değildir. İşte bu nokta hukukta kuvvetli şüphe ile kanıtın birbirinden ayrıldığı bıçak sırtını oluşturur. O noktada dengenin şaşması bıçağın yanlış tarafı kesmesine neden olabilir.

Filmin daha başında bir korku filmi klişesi olan üst kattan zıplayarak düşen topun kullanılması, maruz kalınacak gerilimin işaretçisidir (en az 30 korku filminde bu klişe kullanılmıştır). Filmin tamamında Daniel'in huzur bulmamış ruhunun ortamda gezindiği hissedilir. Bu nefretin dışavurumuna da 50 Cent'in kadına karşı nefret dolu temasının güçlü bestesi P.I.M.P(*) eşlik etmektedir.

Oğlunun kaza sonucu görme kaybına uğramasından babası Dainel'i suçlayan bir anne Sandra; yazarken yarım bıraktığı bir kitabın fikrini kullanarak şöhrete ulaştığından ötürü karısını kıskanan bir koca, başarısından ötürü kocasının tüm varoluşsal hırsını kendisine yönelttiğini düşünen bir kadın, aşamadığı güçlükler nedeniyle ihmal ettiği karısının kendisini aldattığını düşünen bir koca. Bir değil birden fazla cinayete konu olabilecek şüphelerin ortaya çıktığı zamansız bir ölüm vakası. Tüm şartlar ve geçmişteki benzer durumlarla benzerlik sağlandığında ve medyanın da zorlaması ile toplumun suçlama oklarını Sandra'ya yöneltmesi beklenmedik değildir; toplumlar da su gibidirler, en kolay yoldan akarak enerjilerini boşaltmayı tercih ederler. Oysa fikirsel altyapı ve argümanların çatışması için ilave enerji gerekir ki, bu da termodinamiğin yasalarına başkaldırmak anlamına gelir. Bir kez olağan şüpheli belirlendi mi artık ne kadar medeni olursa olsun hukuki araştırmalar delilden şüpheliye gitmek yerine, daha az enerji harcanacak şekilde şüpheliden delile doğru yönlendirilir. Fizik kanunları davranış kalıplarını rahatça şekillendirir.  

Çok ince düşünülüp detaylandırılmış dava argümanlarına rağmen, Justin Triet çapında bir yönetmenin senaryoyu daha rasyonel kurgulaması beklenirdi. Özellikle iki katlı bir evin çatı katından kar örtülü bir zemine düşülmesinin, ne intihar açısından ne de kasti bir cinayet açısından elle tutulur bir gerekçe oluşturması zordur. Zaten davanın kasten adam öldürmeden mi yoksa kazaen ölüme sebebiyet vermekten mi açıldığı muallak kalmıştır. Hukuki olarak en zayıf nokta olarak da, davadaki hiçbir argümanda "In dubio pro reo" kuralının yani şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiği ilkesinin gündeme getirilmemiş olması öne çıkmakta. Bu hukuk ilkesinin David Hume'un "nedensellik" eleştirisi ile olan parallelliği de kayda değerdir. Benzer şekilde, iddia makamının sanığın lehine olabilecek delilleri göz ardı ederek davayı kurması da medeni hukuk kaidelerine aykırılı teşkil etmekte. Her ne kadar psikolojik yönüyle davanın kurgulanması son derece başarılı şekilde ortaya konmuş olsa da, filmin hukuk tekniği açısından güçlü olduğunu iddia etmek zor olacakır. Yine, dava sonucunu etkileyen ve ölen kişinin intihara meyilli olduğunun kanıtlanmış olması da cinayete kurban gidemediği anlamına gelmeyecektir. 

Zayıf noktaları olmakla birlikte, argümana dayalı dava süreçlerine meraklı izleyiciler için kaçırılmaması gereken bir film olduğunu belirtmek gerekir. 


Ender Şenkaya

Haziran 2024

(*) Kadın satıcısı

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Film hakkındaki izlenimlerim...