Ayrı Dünyalar

Yönetmen:  Emmanuel Carrère

İngilizce Adı: Between Two Worlds 

Yapım Yılı: 2021

Gündelik işlerle geçinen kadınların öykülerini derlemek isteyen Marianne, iş bulma kurumu aracılığı onların geçtiği yollardan geçerek hayatlarına gizlice girmeye karar verir. Kurguladığı sahte hikaye ile kadınlar ile arasında sıcak ilişkiler kurmayı başarır. Peki bir kurgu üzerinden sağlanan bu yakınlığın beklenmedik sonuçları olacak mıdır? 

Tür:     Dram

Yazar:  Florence Aubenas (deneme "Le Quai de Ouistreham"), Emmanuel Carrère(senaryo), Hélène Devynck

Kast:    Helene Lambert, Juliette Binoche

Öne Çıkanlar:

Başlı başına kendimizi bir başkasının yerine koyup, onun dünyasını anlamaya çalışmak bile zorken, tamamen farklı bir kimliğe bürünerek yabancı olduğumuz bir hayatı yaşamaya çalışmanın güçlüğünü takdir edersiniz. Başkalarının dünyalarını objektif olarak gözlemlemek bizzat gözlemcinin varlığı nedeniyle neredeyse imkansız olduğunu fark eden Marianne, yazdığı bir kitap için tamamen yabancı olduğu gündelik temizlik işleri ile hayatlarını kazanan kadınların dünyasını ancak içlerinden biri olabilirse yansıtabileceğini anlıyor, içlerinden biri olarak şahit olduklarını kitabına yansıtmayı hedefliyor.

Marianne’in öyküsü Florence Aubenas’ın bir gazeteci olarak deneyimlediği gerçek olaylardan adapte edilmiş. Yönetmen Carrère bu adaptasyon sırasında gazeteci olan kahramanı bir roman yazarına dönüştürerek belki de kurgunun sınırlarında kendi hareket alanını genişletmeyi hedeflemiş gözüküyor. Böylece gazetecinin objektif olma yükümlülüğünden de bir nebze kaçınması mümkün olmuş olsa gerek.

Marianne beklenmedik şekilde büründüğü yeni karakteri ile sadece kendi steril dünyasından çıkmakta kalmayacak, hedeflememiş olsa bile o kadınların yoldaşı ve bir yerde sırdaşı haline gelecektir. Ailelerle görüşmeye başlamış, duygusal birlikteliğini ileri safhalara taşımıştır. Konfor alanının dışına çıkınca kendisini içinde bulduğu ve aslında hiç alışık olmadığı tuvalet temizlikleri, feribot yataklarının değiştirilmesi gibi işler Marianne’i belki de yazar kimliğinden çıkarmış yeni iş arkadaşı grubunun parçası yapmıştır. Özünde soru “ben kimim?” sorusuna dönüşmüştür. Gerçek “ben” olarak tanımlanacak bir bir özne var mıdır, yoksa sadece şartlar, koşullar ve çevresel etmenelerin bir sonucu muyuzdur? Belki kişilik de atom gibi bölünebilen bir yapıya sahiptir. İçimizde kaç “ben”i yaşadığımızı kim bilebilir? 

Marianne, yapıp-etmelerinin sadece kendi hayatıyla ilgili yükümlülükler değil, hayatlarına dokunduğu diğerleri ile ilgili de yükümlülük getirdiğini fark etmeye başlasa da, artık dönüşü olmayan noktayı geçmiştir. Eski dünyasından beklenmedik bir karşılaşma yıkımları da beraberinde getirecektir.  

Ender Şenkaya

Aralık 2022