Yönetmen: Chloe Zhao
İngilizce Adı: Nomadland
Yapım Yılı: 2020
Kocasını ve işini neredeyse eş zamanlı olarak kaybetmiş, yaşadığı kasaba da kapanan fabrika ile beraber terkedilmiş olan, Fern küçük karavanıyla yolculuk yaparak hayatını devam ettirmeye çalışmaktadır. Modern dünyanın benimsettiği hayat tarzı dışında yeni bir göçebelik hayatı çağımızda mümkün müdür? Zhao ödüllü filminde bu soruya yanıt aramaya çalışmış.
Kocasını ve işini neredeyse eş zamanlı olarak kaybetmiş, yaşadığı kasaba da kapanan fabrika ile beraber terkedilmiş olan, Fern küçük karavanıyla yolculuk yaparak hayatını devam ettirmeye çalışmaktadır. Modern dünyanın benimsettiği hayat tarzı dışında yeni bir göçebelik hayatı çağımızda mümkün müdür? Zhao ödüllü filminde bu soruya yanıt aramaya çalışmış.
Yazar: Jessica Bruder (kitabından), Chloé Zhao (senaryo)
Kast: Frances McDormand, David Strathairn, Linda May
Imdb: 7.6
Imdb: 7.6
Öne Çıkanlar:
Endüstri devrimi, her ne kadar işçilerin evlerine yerleştirilmiş dokuma tezgahlarında başlamış olsa da, giderek tüm hayat şeklini hammadde kaynakları çevresinde konuşlandıran ve hammadde odaklı üretim araçlarına dayanan yerleşim yerleri meydana getirdi zamanla. Özellikle, Amerika'da bu tür kendi ekosistemi içinde oluşan yapay yerleşimler, ilk zamanlarda büyük miktarda emekçiyi kedilerine çektiler. Tamamen farklı kültürlerden gelen bu emekçileri bir arada tutan tek şey ise üretim modeli idi. Tüm hayat 'fabrika' ve üretim çevresinde şekillenmişti. Bu üretim ilişkisi birgün mecburen ortadan kalktığında -talep daralması ya da yaratıcı yıkım vs nedenle- geriye hayalet kasabalardan başka bir şey de kalmaması doğaldı.
Fern, işte böyle bir alçıpan üretim fabrikası için kurulmuş yapay kasabalardan birinden, Empire'dan. Bir zamanlar Amerika'nın konut sektörüne en önemli arama malzemeleri üretmiş fabrika kaptıldığında kendisini, başka bir ekosisteme sahip olmayan, bir 'çölde' bulacaktır. Fabrikada emekçi olan kocasını kaybetmesinin de etkisiyle - ki filmde pek bahsedilmese de bu kayıp fabrikanın kanserojen üretim tarzı ile ilgili gözükmektedir- yeni hayatını artık bir karavanda hareket halinde geçirmeye karar verir.
Bu yeni tür 'göçebe-nomad' yaşam tarzını incelemeye çalışmış, Pekin'de doğma büyüme yönetmen Chloe Zhao. Bazılarına göre bu hayat tarzı, sisteme pasif bir başkaldırı yöntemi ama tarihsel süreçlerdeki göçebe üretim ilişkileri ve hayat tarzından farklılaşmakta. Göçebelik, temel hayat tarzını avcı-toplayıcı atalarımızdan miras almış bir sistem. Avın ve toplanabilir bitkisel gıdaların peşinden mevsimleri takip ederek milyonlarca yılda gelişmiş bir yaşam tarzı. Yerleşik düzene geçtiğimiz son on bin yıllık çok kısa bir kesitte genlerimizden atmamızın kolay olmadığı özellikler barındırıyor. Herşeyden önce de tarihsel bir coğrafya ve iklim bilgisine sahip olmayı gerektiriyor. Fern'in 'vasıfsız emek' gerektiren işlerde çalışarak geçimini sağlaması ise daha önce Bal Ülkesi'nde de gördüğümüz konar-göçer yaşam tarzından ayrışmakta. Zira konar-göçer yaşam tarzı içinde, kaba da olsa doğa ile bir elleçleme (kültür) ilikisi gerektiren bir bilgi barındırıyor. Amazon dağıtım sistemlerinde yeni yılda artan ihtiyaçları karşılamak için gereken mevsimlik ya da diğer karavan kamplarında temizlikçilik yapmak gibi vasıfsız işgücü gerektiren işlerde çalışarak geçim araçlarını sağlamak -ki burada ana geçim araçlarıdan birsinin karavanın yakıtı olduğunu ekleyelim- eski zamanların konar-göçer yaşam şekline ancak kıyısından benzeyebilir.
Fern, karavanına 'Pioneer' (Öncü) adını veriyor yakın dönem Amerikalı yerleşimcilere öykünerek. Oysa, Fern'in yapmaya çalıştığı şey o yerleşimcilerinin yapmaya çalıştığının tam zıttı. Amerikan tarzı 'öncü' kültürünü Fransız uygarlık tarihçisi Fernand Braudel bir 'spekülasyon' kültürü olarak yorumlar, çok yerinde bir benzetmeyle. Hatta, Braudel'e göre spekülasyondan para kazanmanın yani borsaların temellerini atmışlardır, Amerikan 'öncü'leri; bir bölgeye yerleşirler, orada emlak tabanlı bir gelişme yaratıp arkalarından gelenlere sadece daha iyi bir gelecek ümidini satarak bir sonraki bakir bölgeye ve yeni spekülasyon alanlarına doğru yola çıkarlar. Bu sosyolojik farkın ayırdında olduğunu düşünmüyorum Zhao'nun. Kendisini 'Öncü' olarak niteleyen Fern, arsa-emlak spekülasyonundan dert yanan kayın biraderi ile tartışmaya bile girecektir filmin bir sahnesinde.
Romantik izleyici için 'yeni bir hayat mümkün mü?' sorusuna yanıt aramaya çalışmış Zhao, daha çok. Bunu yaparken de olayı daha romantik hale getirmek için iyi insanlardan oluşan steril bir karavan hayatı göstermeye çalışmış. Filmin hiçbir sahnesinde Amerikan tarzı karavan hayatında eksik olmayan silah ya da uyuşturucu gösterilmiyor örneğin; sanki romantik dönemde kan ya da çirkinlik gösterilmesinin neredeyse günah sayıldığı tablolar gibi. Sürekli hareket halinde olması gereken ya da geceleri ısınma-soğutma amaçlı çalıştırılacak motorların karbon ayakizine gerçekte olumlu mu olumsuz mu katkı yaptığını sorgulamıyorum bile. Ve bu 'yapay romantizmi' perçinlemek üzere, Zhao, Fern'i tüm Amerika'nın en romantik yolu Kaliforniya Route-1'den Big Sur'a ulaştırıp okyanusun o bitmeyen deviniminin önünde hayatını sorgularken bırakıveriyor.
Ender Şenkaya
Şubat 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Film hakkındaki izlenimlerim...